top of page

Yeşilin Kızı Anne- Anne with an E



Yaklaşık bir sene önce ev arkadaşımı izlediği dizisi bittiğinde ağlarken görünce, Anne with an E'nin bir dram dizisi olduğunu sanmıştım. Karantina sebebiyle evlere dağılınca da, herkes gibi Netflix’te ne bulduysam izlemeye ant içmişçesine okul döneminde ertelediğim her şeyi izlemeye başladığımda, Anne with an E'de bana hemen göz kırptı. Dram izleyeceğim diye başladığım bu güzel dizide, sevginin her türlüsünü sıcacık bir hikaye olarak karşımda görünce keşke bitmeseydi diye hayıflandım tabi. Hayıflanmak yerine biraz araştırsaymışım keşke çünkü Anne with an E’nin 1800’lerin sonu ve 1900’lerin başında yaşamış olan, Kanadalı yazar L. M. Montgomery tarafından yazılan ve toplam dokuz kitaptan oluşan bir seri olduğunu öğrendiğimde şaşırdım tabi baya. Okumayı çok seven kuzenim de kitaplarını alıp bana da önerince, bu sımsıcak hikayenin ilk beş kitabını da okuma fırsatı elde etmiş oldum.


Anne, hayal dünyası mükemmel geniş ve annemin söyleyişiyle tam bir Polyanna olan yetim bir kız. Bir yanlışlık sonucunda Marilla ve Matthew kardeşlerin yanına gelip yaşamaya başlayınca, Yeşilin Kızı Anne’in her yere sevgi ve hayal gücünü götürdüğü o çok güzel hikayesi başlıyor.


Dizi ve kitap birbirinden biraz farklı. Aslında dizinin 3 sezonluk dolu dolu geçen bölümleri sadece ilk kitabın genişletilmiş, yeni karakterler ve olaylarla canlılık katılmış hali. Günümüz sorunlarına da, ırkçılık ve cinsiyetçilik gibi, bolca değinilmiş kitabın aksine. Kızılderililerin yaşadıkları sorunlardan tutun da, LGBTI'ye kadar bir çok sosyal sorun dizide çok güzel aktarılmış bence. Tabi koskoca final veren dizinin dokuz kitaplık serinin sadece ilk kitabını anlattığına üzülsem mi sevinsen mi ben pek emin olamadım. Gerçi bir milyon imza, dizinin devamının çekilmesi için toplandı ama yapımcılardan ses yok bildiğim kadarıyla.


Kitapla ilgili demem gereken bir şey var ki, oda hayatımda hiç bu kadar detaysız, yüzeysel ve hızlı bir kitap okumadığımdır. Kitabın bir bölümünden bir bölümüne geçerken bir bakıyorsunuz hiç haberiniz olmadan dokuz ay geçmiş aradan. Tabi hikayeler iç açıcı olunca, kitapta su gibi akıp gidiyor. Ayrıca kitabı okurken yüzlerce kişiyle tanışıp, kitaba adını veren Anne’den başka bir sürü kişinin hikayelerini okumak çok zevk veriyor. Polyanna kızımız Anne sayesinde bir çok olay güzel sonuca bağlanınca, mutlu sonlu bir sürü hikaye okumuş olmak insanı çok hoş duyguların içine atıyor.


L. M. Montgomery böyle güçlü bir kadın karakter yarattığı için ve vefatından yüz yıl sonra hala ilham verdiği için kendisiyle gurur duyardı diye düşünüyorum. Kendisini zamanına göre tam bir feminist olarak değerlendirsek kızmazdı herhalde. Sevgi kitabın ana konusu olsa da arkadaşlık kitapta çok büyük yer alıyor. Hatta öyle ki, kitapta aşkın önüne açık ara farkla geçiyor. Dizide Gilbert karakterini ne kadar sevsem de, ki bilmeyenler için belirtelim Gilbert baş karakterimiz Anne'in sevdiceğidir, kitapta Gilbert’ı ne kadar daha çok görmek istesem de, Montgomery’nin Gilbert’ı ikinci plana atmasını da çok sevdim.


Hayalleri, arkadaşlık bağları, sevgi dolu kalbi ile Anne ve hem dizideki hem kitaptaki karakterler çok güzeldi. Dünyada çeşit çeşit insan olduğundan, Montgomery’nin çeşit çeşit insanı karşımıza çıkarması okumayı da izlemeyi de çok keyifli bir hale getirdi. L. M. Montgomery küçükken annesini kaybedince babasının onu büyükannesinin yanına bırakmasıyla, aynı Anne gibi hayali arkadaşlar edinmiş. Hatta Matthew Cuthbert ve Marilla Cuthbert’ı da küçükken yanında yaşadığı büyükannesi ve büyükbabasından esinlenmiş. Anne gibi L. M. Montgomery’de bir süre öğretmenlik yapmış. Kim bilir belki Montgomery, kitabında gerçekten tanıştığı ilginç kişileri ve hikayelerini anlatmıştır bizlere.


Öncelikle diziyi herkese öneririm. İzlerken herkesin keyif alacağını düşündüğüm bir dizi kendisi. Kitabına gelirsek, seri çok uzun olduğu için diziyi izledikten sonra ben okuyacağım tadı damağımda kaldı derseniz birde onu okursunuz :) Her yerde sevginin hüküm sürdüğü, içimizi sımsıcak edecek bir dünya hayaliyle. Sağlıcakla kalın…




55 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
Yazı: Blog2 Post
bottom of page