Yalan Dünya, 72. Bölüm

Senaristliğini Gülse Birsel'in üstlendiği Yalan Dünya'nın 72. bölümünde , diğer bölümlerin çoğunda da olduğu gibi verilen sosyal mesajlar çok ince ve dikkat çekiciydi. Başrollerde ki Gülse Birsel ve Beyazıt Öztürk'ün dizide evlenmek için uğraşırken ailelerin karşıt olması işleniyordu bu bölümde son bölümlerde olduğu gibi. Rıza(Beyazıt Öztürk)'nın kardeşi Gülistan(Hasibe Eren)'nın yeni doğum yapmış olmasıyla da Gülse Birsel çocuklara doğar doğmaz ailelerde nasıl roller biçildiğine dikkat çekmiş.

Bir kahvaltı ile başlayan sahnede iki haftalık bebeğin gelecekte ne olmak istediğiyle ilgili konuşulmaya başlanır. Anane olan Servet(Füsun Demirel) klasik Türkiye toplumu ananelerine benzer düşünce tarzıyla çocuğun modacı olmasını , modacılığın ise tam kadınlar için bir meslek olduğunu(!) söyler. Bebeğin annesi Gülistan çocuğun mühendis olacağını , ama çalışmayarak evinde oturacağını söyler. Bebeğin dedesi Şemmuz(Altan Erkekli) Bey ise bebeğin mimar olacağını ve şirketlerinde çalışacağını söyler.

İki haftalık bebeğin mesleğine karar vermeye çalışan bu aile yapısı bizlere çok yabancı olmasa gerek. Nihayetinde Türkiye toplumunun bir bireyi olarak bizlerde bu tarz durumlara küçüklüğümüzden itibaren sıkça maruz kalmışızdır. Çocuğun seçtiği mesleğin beğenilmemesi , sürekli doktorluk , öğretmenlik , mühendislik gibi herkesin dilinde olan mesleklerin çocuğa dayatılması , "Benim kızım doktor olacak.", "Benim oğlum öğretmen olacak." cümlelerinin sık sık söylenmesi vb. Her mesleğin değerli olduğunu düşünüyorum.

Hiç birini diğerinden daha üstün görmüyorum. Sadece kendi ilgi alanlarıma göre daha meraklı olduğum bazı bölümler var. Bu bazı bölümler benim daha çok ilgimi çekiyor diye, gerek kazancı gerekse ilgilendiği alanlar yüzünden, hiç bir bireye bu bölümleri dayatma hakkını kendimde görmüyorum. Özellikle çocuklara küçük yaşlardan itibaren bu tarz söylemlerin yanlış olduğunu da düşünüyorum . Üniversite de bir çok kişi var ki ailelerinin istekleriyle gelmişler bölümlerine. Yada şunu çok duyarız " Ben şu bölümü istiyordum ama ailem burayı istediği için buraya geldim.". Acaba , özellikle meslek seçiminde bireyleri bir kendi başlarına mı bıraksak ? Hani şu bütün hayatı boyunca seçtiği veya seçmek sorunda bırakıldığı işle kendisi ve sadece kendisinin çalışmak zorunda olduğu bireyleri ...

Dizide ki başka bir sahnede Gülistan'ın çocuğunun soyadının sadece babanınki olmaması için dilekçe verdiği , kendi soyadının da çocuğun soyadında olmasını istediği sahne. Ne kadar da haklı fakat hasıraltı edilen bir konu. Dünyaya çocuk getirmek büyük bir sorumluluk ister ve buna hazırlıklı olmak gerekir ebeveynler için. Çocuğun hem annesi hem babasının ilgi ve alakasına ihtiyacı vardır. Madem ikisinin de çocuk üzerinde eşit sorumluluk sahibi var , ki bu eşitlik temel ilkesini kabul etmiş tüm medeni ve uygar aileler için geçerli diye düşünüyorum , o zaman çocuğun neden sadece babanın soyadını aldığı büyük bir muamma bence. Tüm kadınların ve erkeklerin bu konuda bilinçlenmesi lazım artık , 2020 yılındayız...

Değinmek istediğim son sahne ise günlük hayatta yediği zararlı bir çok yiyeceğe alerjisi çıkan Bünyamin(Okan Çabalar) karakterinin , yediği yemekleri sağlıklı bir hale geldikten sonraki değişim sahneleri. Dizide Bünyamin karakteri absürt bir karakterdir. Hal ve tavırlarında günlük hayatta çok karşılaştığımız birey izlenimi yoktur. Aynı zamanda şiddet eğilimi olan biridir. Aklını da çok kullanmıyor diyebilirim galiba , espri satın alma sahnelerini baz alarak. Bu bölümde yeme içme alışkanlıklarını değiştirerek sağlıklı yiyecekler tüketmeye başlamasıyla bu absürtlükler tamamen kalkar. Yediğimiz içtiğimiz şeyler gün içerisinde ruh halimizi etkilemektedir. Mesela önceden fazlaca uyuduğunu yine de uykusunu alamadığından , fakat sağlıklı gıdalar tüketmeye başlamasıyla günde beş altı saat uyuyarak zinde kaldığından bahsediliyor Bünyamin'in.

Bu dizilerdeki durumların bir çoğunu yaşamaktayız kendi hayatlarımızda. Umarım toplumsal ve bireysel yaşantılarımızda en güzel yollarda ilerleriz. Sağlıkla kalın...