top of page

Ufak Bir Manifesto

Doğum günü hediyesi olarak aldığım , başarılı bir iş insanı , bir anne ve bir feminist olan Sherly Sandberg’in yazdığı “Lean In” kitabından bahsetmek isterim .

Aslında ben isterdim ki tüm kadınlarımız , özellikle aile hayatını ön plana koyarak (kendi isteğiyle yada değil ) iş hayatından vazgeçen tüm kadınlar , okusun bu kitabı yada bilsinler iş hayatında cinsiyeti sebebiyle karşı cinslerinden daha fazla zorlukla karşılaşan daha nice kendileri gibi kadın var ve Sherly bunun canlı , kanlı sadece bir örneği ..




Öncelikle yazar -Sherly Sandberg- Facebook’ta COO olarak şu anda çalışmaktadır ve bu onun Mark Zuckerberg’den sonraki asıl yönetici olduğu anlamına gelmektedir

Tabi ki böyle büyük bir sorumluluk altındayken ve 2 tane çocuğu varken kariyer basamaklarını ne kadar emin adımlarla attığını , iş hayatında kadın olarak ne gibi zorluklarla karşılaştığını , evli ve 2 çocuk annesi olmasının iş hayatına etkilerini , bu süreçte yaşadığı sorunlarını nasıl atlattığını ve günümüzde kadınların iş hayatındaki yerini ve daha da önemlisi nerede olmasını gerektiğini gerek istatistiklere dayanarak gerekse edindiği tecrübelerle çok iyi bir şekilde anlatmış “Sınırlarını Zorla” kitabında..

Kitabın ön sözünü ise Vodafone Grubu Afrika, Ortadoğu, Asya ve Pasifik (AMAP) Bölge CEO’su  olan başarılı iş kadınımız Serpil Timuray yazmış . Başarılı bir iş kadınını anlatmak için başarılı bir iş kadını referans olmuş yani


Sherly 11 farklı yaklaşımı ele alıyor iş hayatında kadınlar konusunda tüm kitap boyunca , Serpil hanım ise Türkiye’deki kadınlar için en önemlisini “masaya oturmak” olarak alıyor. Malumunuz geleneksel bir toplum olmamızdan ötürü (ki bu durumun geleneksel olma halinin Türk ve Türkiye geçmişi ve kültürüyle hiç bir alakası yoktur fakat bu başlı başına bir konu olduğu için bunu başka bir zamana bırakıyorum şimdilik) kadınların toplumdaki yeri yavaş yavaş değişmesine rağmen bazı ve hiçte azımsanmayacak kesimlerce hala “ev” olarak görülmekte ve bu kitleler sebebiyle bir çok kadın iş hayatını kendisi için çok hatta gerçekten çok uzak bir hedef olarak görmektedir .


İşte bu yüzden hem Sherly Sandberg hem de Serpil Timuray ilk adımlardan biri olarak kadınların taşın altına artık ellerini koyması gerektiğinden vurgulayarak bahsediyorlar. Kadınların sürekli olarak (gerek yetiştikleri aile gerekse yetiştikleri toplum nedeniyle) kendilerini hafife aldıklarını ve bu yüzden de aynı alandaki erkeklerin kendilerini kadınlardan daha iyi görmelerine sebep olduklarından bahsediyorlar. Burada şöyle bir anketten bahsedeyim bende hemen :


Harvard Hukuk Fakültesi’nde ki bine yakın öğrenci arasında kadın öğrencilerin kendilerine erkeklerden hep daha düşük puan verdiği saptanmıştır.

Eğer bir erkeğe başarısı için bir kaç övgü iletirseniz kendisinin ne kadar başarılı ve çalışkan olduğundan bahsedecektir. Eğer bir kadına başarıları için övgü iletirseniz “çevresinden aldığı destekler” “şanslı olduğu” gibi kendinden ziyade çevresel faktörlerden bahsedecektir.(Sylvia Beyer, “Gender Differences in Casual Attributions by College Students of Performance on Course Examinations,Current Psychology 17, no.4 (1998) . Araştırmalar kızların ve kadınların erkeklere ve oğlanlara göre kendi becerilerini , özellikle erkeksi olarak adlandırılan yetenekler açısından daha aşağı gördüğünü tespit etmiştir. Yine de kullanılan özel metodolojiye dayanarak , bazı çalışmalarda , kadınların kendi performansları hakkında daha doğru tahminlerde bulundukları , buna karşılık erkeklerin kendi performanslarını abarttığı görülmüştür.)

Peki bizler bu durumun ne kadar ciddi ve üzücü olduğunun gerçekten farkında mıyız?

Azra Kohen yazdığı her kitabında üstüne basa basa , üzerinde paragraflarca yaza yaza bitiremiyor “kadının önemini” , “kadının toplumdaki önemini” , “anne olmanın ne demek olduğunu ve toplumların bunu nasıl kötü şekilde değiştirdiğini” anlatmayı…

Eğer toplumları yetiştiren anne olarak kadınlara olması gereken değer ve haklar sağlanırsa toplumların ilerleme seviyesinin artacağını, daha huzurlu ve sağlıklı yaşamlara kavuşacağımızı aslında hepimiz özümüzde bilmiyor muyuz zaten ?

Çocuklara verdiğimiz bir eğitimde tek tek demokrasi , haklar , gönüllülük , birlikte iyi yaşam gibi temel kavramların tam açıklamalarını konuştuğumuzda zaten bildiklerini hem bizler hem kendileri farketmişlerdi çünkü bireyler yaşayarak doğruları doğal akışta öğrenirler .


Buna dayanarak diyorum ki eğer gerçekten eşitlikçi insanlar hala toplumlardaki büyük kitlelere bunları anlatmaya çalışıyorsa , yani bildikleri bilgileri tekrar ediyorlarsa , bu artık cahillik değil rahatlıktır. Sadece erkek bireyler değil , kadın bireylerde dahildir bu rahatlar kesimine . Bir taraf toplumun getirdiği “erkeksin ne yapsan yeridir “i bırakamıyor , diğer taraf da hayatın getirdiği(yukarıda bahsettiğimiz iş hayatındaki zorluklar mesela) zorluklarda “elini taşın altına koymak” mevzusunu istemiyor. Halbuki şu anda kadınlar eğer seslerini bir şekilde duyurabiliyorlar , olması gerektiği kadar olmasa da iş hayatında yer alabiliyorlar , her zaman her yerde rahat bir şekilde olmasa da minimum seviyede istedikleri gibi giyiniyorlar ve hareket ediyorlarsa vs. bu kendilerinden önce bizler için mücadele edip elini taşın altına sokan ve eşitlik için savaşan kadın ve erkekler sayesinde olmuştur.


Bu yüzden herkesi eşitliği araştırmaya ve öğrenmeye ve en önemlisi de uygulamaya , bu amaçlar için çabalamaya hatta savaşmaya davet ediyorum .!





Kendinize iyi bakın


Bu arada eğer kitabı alamıyorsanız , TED konuşmalarında Sherly’nin iki tane konuşması mevcut , konuşmaları kitabının özeti niteliğinde .. İzleyin . İzlettirin .


Şarkı önerisi: The Best of CHOPİN

Comments


Yazı: Blog2 Post

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Instagram

©2020, Günlük Rutinler tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page